İzmir Tabip Odası’nca düzenlenen Ulusal Sağlık Politikaları Sempozyumu, Kültürpark’taki İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Sempozyumun ikinci oturumunda konuşan Avrupa Acil Tıp Birliği Başkanvekili, Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Genel Başkanı Uzman Dr. Ülkümen Rodoplu, sağlıkta değişim olarak sunulan uygulamaların aslında bir “harcama patlaması” olduğunu söyledi. Dr. Rodoplu, “Bu patlamaya rağmen kalite düşmektedir. Sağlık parayla alınıp satılan bir metaya dönüşmüş, ticarileşmiştir. Hekim emeği ucuzlatılmıştır ve bu bir raslantı değildir” dedi.
Sağlıkta savurganlık, hoyratlık ve kaynakların kötüye kullanımının arttığını anlatan Dr. Ülkümen Rodoplu, “Serbest sözcüğünün ardına saklanan tekelleşmedir. İlaç endüstrimiz el değiştirmektedir. En temel hak olan sağlık, her geçen gün aşındırılmaktadır. Topluma çürük elma, güzel bir elma şekeri gibi sunuluyor. Hasta hakları da tırpanlanmaktadır” diye konuştu. Dünyanın en büyük 16. ekonomisi olan Türkiye’nin sağlıkta ve insani gelişmişlik sıralamasında 89. sırada olmasının düşündürücü olduğunun altını çizen Dr. Rodoplu, aile hekimliği ve afetlere hazırlık, acil sağlık hizmetleri konularındaki aksaklıklara, hastanelerin durumuna ve tam gün yasasıyla yaşanan olumsuzluklara dikkat çekti.
Sağlıkta dönüşüm diye sunulan sistemin aktörü olarak düşünülen aile hekimlerinin yalnızca bir haftalık eğitimden sonra bu ünvanı alan pratisyen hekimler olduğunu belirten Aile Hekimliği Uzmanı D. Ülkümen Rodoplu, “Karşımızda cilalanmış ve makyaj yapılmış, sadece adı değişmiş aile hekimleri vardır. Halkımız bunu bilememektedir” dedi. Sistemde değişiklikler yapılırken, bu değişimin gerçek liderleri olan hekimlerin yeterince bilgilendirilmediğini görüşlerinin alınmadığını anlatan Dr. Rodoplu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sağlıkta dönüşüm adıyla halka sunulan aile hekimliği uygulamaları, AKP iktidarına 2007 genel seçimlerinde ciddi oy artışı getirmiştir. Oysa yapılanların dönüşümle hiçbir ilgisi olmadığı gibi, ülkemizin sağlık sorunlarına çözüm getirmemiştir. Sağlık sorunlarına çözüm bulamadığı halde halkın gözünde bu uygulamanın başarılı görülmesinin en önemli nedeni, sağlıkta yaşanan değişimin muhalefet partileri ve başta tabip odaları olmak üzere sivil toplum kuruluşları ile üniversiteler tarafından yeterince irdelenmemesi, çalışılmaması ve halka çözüm önerisi sunulamamasıdır.”
Marmara depreminin üzerinden 11 yıl geçmesine karşın, bu süre içinde yeterli ders çıkarılamadığını söyleyen Dr. Ülkümen Rodoplu, “İstanbul için önümüzdeki 30 yıl içerisinde yıkıcı bir deprem görülme olasılığı yüzde 60 iken bu gerçekten ders alınmadığı ortadadır. Bilime inanmayan, kaderci ve beceriksiz yöneticiler böylesine önemli bir konuyu görmezden gelmektedir” dedi. Kamuoyunda “tam gün yasası” olarak bilinen yasanın sağlık alanında herhangi bir iyileşme getirmeyeceğini söyleyen Dr. Rodoplu, “Bundan ne hekimler, ne diğer sağlık çalışanları ve ne de hizmet alacak vatandaş yarar görecektir” diye konuştu.
16 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yataklı Sağlık Tesislerinde Acil Servis Hizmetlerinin Uygulama Usul Ve Esasları Hakkında Tebliğ’in birçok eksiklikle çıktığına dikkat çeken Dr. Ülkümen Rodoplu, “Derme çatma ve hatalarla dolu bir tebliğ uygulamada da birçok sorunun yaşamasına neden olmaktadır” diyerek şu görüşleri dile getirdi:
“Bu tebliğde acil servislerin yaşayan alanlar olduğu ve insan faktörü unutulmuştur. Çalışan hekim, hemşire ve diğer görevlilerin en insani gereksinimleri düşünülmemiştir. Adli olguların nerede ve nasıl bakılacağı, çocuk acil olguların, çocuk acil servislerinin sözünün bile edilmemesi çok düşündürücüdür. Sağlık Bakanımızın çocuk hastalıkları profesörü olduğu düşünüldüğünde, bu tebliği hiç okumadan, incelemeden onayladığı anlaşılmaktadır. Hastaneler arası ve aynı ilde acil servisler arası hasta sevkleri sırasında büyük sorunlar ve sıkıntılar yaşanmaktadır. Sıkça hastane hastane dolaşan ve hiçbir hastane tarafından kabul edilmeyen hastaların haberleri duyulmaya ve görülmeye başlamıştır.”
İl ve ilçelerde hastane yoğun bakım yatağı, küvöz yatağı sayısının çok kısıtlı, ülke genelinde yanık ünitesi sayısının yetersiz olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Ülkümen Rodoplu, sağlık sistemindeki olumsuzlukların giderilmesine ilişkin önerilerini sıraladı. “Birinci basamak sağlık hizmetlerinde kalitenin artırılması çok önemli olduğunu anlatan ve bunun en temel yolununda bu basamakta sunulan hizmetin tam donanımlı hekimler tarafından verilmesi olduğunu vurgulayan Dr. Rodoplu, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Sağlıkta verimlilik anlayışı sayıların yükselmesi, muayene sayılarının, yapılan işlemlerin artması olarak değerlendirilemez. Vatandaş bu uygulamaları gördükçe sağlık hizmetinin bu olduğunu düşünmektedir ve yanılgıya düşmektedir. 16. büyük ekonomiye sahip Türkiye nasıl olur da insani gelişme indeksine göre 83. sırada olur? Sağlık bir haktır. Sağlıklı yaşamak herkes için temel haktır. Halkımızın hak ettiği kalitedeki sağlık hizmeti kolay ulaşılır, ücretsiz olmalıdır. Koruyucu hekimlik uygulamaları ihmal edilemez.”