GörEN ACİL KOMŞUM
Önsöz
Herkes İçin Acil Sağlık Derneği’nin (HİASD) hayat kurtarma çabaları 10 Kasım 2010 tarihinde başladı. 1995 yılında Acil Tıp Derneği ile başlayan çalışmalar bu tarihten sonra HİASD çatısı altına taşındı. Böylece, İlkyardım, afetlere hazırlık, acil tıp alanında güncel ve yeni bilgiler toplumla buluşturulmaya başlandı.
Bir taraftan hayat kurtarmanın ilkeleri konusunda bilimsel çalışmalar yapılırken, bir taraftan da sahaya çıkıp, bıkmadan usanmadan her bireye ilkyardım konusunda eğitimler düzenlenmektedir.
2017 yılında başlayan ACİL KOMŞUM projesi, 2020-2021 yıllarında COVID-19 pandemisi başladıktan sonra, çevrimiçi eğitimlere dönüştü.
HİASD‘nin yeni projesi, görme engeller için ilkyardım eğitimleridir.
Neden görme engelliler ?
Düşünün lütfen !
Anneniz nefes darlığı çekmektedir.
Siz bir görme engellisiniz. Onun nefes darlığını, sık ve zor nefes alışverişini duyuyor; acı çektiğini anlıyor ve hissediyorsunuz.
Bir şeyler yapmak istiyorsunuz.
Onu kurtarmak için yanına gidip, hayatta tutmak istiyorsunuz. Ancak, ne yapacağınızı bilmediğiniz için, çaresizlik içerisinde kıvranıyorsunuz.
İşte, bu basit örnekteki gerçekten yola çıkarak, HİASD üyeleri olarak böyle bir projeye soyunduk.
İlk olarak dünyadaki çalışmaları inceledik. Bu alanda birçok eğitim planlanmıştı. Ancak, uzun soluklu ve sürdürülebilir, somut örneğe ulaşamadık.
Böyle olunca, ilk olarak, bu alanda destek alabileceğimiz, eğitimci görme engelliler ile temasa geçmeye karar verdik.
Bu noktada karşımıza harika iki insan çıktı: Figen Bilgen ve Süheyla Karayalçın.
Her ikisi de görme engelliydi.
Kendileriyle görüşmemizden hemen sonra örnek bir ortak eğitim planladık.
İkinci olarak, TÜRGÖK ile temasa geçtik.
Başkan Tülay Yazgan ve Yönetim Kurulu üyelerine projemizi anlattık. Destek istedik. Projeye inandılar ve birlikte olma kararı aldık. Bu birlikteliğimizi de bir protokol ile imza altına aldık.
Şimdi artık, eğitimlere başlama zamanı gelmişti. Bunun için de İzmir Kent Konseyi Başkanı Sayın Nilay Kökkılınç ile temasa geçtik. Eğitimin sürdürülebilir olması ve sadece İzmir’de değil, tüm ülkede yaygınlaşması için destek vermeye hazır olduklarını duymak bizleri de umutlandırdı.
Görme engellerin çok önemli özelliklerinin başında, dokunma, duyma ve hissiyatlarının güçlü olması gelmektedir.
Elinizdeki bu kitap hazırlanırken görme engeller dikkate alındı. Onların yapabilecekleri düşünülerek basit, temel ve uygulanabilir konular ele alındı.
Kitabın hazırlanmasında ve bu özel projede sorumluluk alan, emeği geçen başta Büşranur Berrak olmak üzere, Aysu Özbek, Utkan Çakar, Nick Doralp, Saniye Çimen, Barış Avcı, Başak Baydak, Melih Kocatepe, Fatma Calayır, Gözde Keskin, Nurhan Görgenç, Sadettin Uslu’ya; kitabın basılması, çoğaltılması ve görme engellere ulaştırılması konusunda emek veren Tülay Yazgan ve TÜRGÖK ailesine çok teşekkür ederim.
Ayrıca, kitabın dağıtılması, yayılması ve sadece küçük bir bölge değil, bütün dünyaya yayılması için elini taşın altına koyan İzmir Kent Konseyi başkanı Nilay Kökkılınç ve değerli Yönetim Kurulu Üyelerine, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’e teşekkürlerimizle.
Kurtarılacak çok hayat var.
Uzm. Dr. Ülkümen Rodoplu
HERKES İÇİN ACİL SAĞLIK DERNEĞİ (HİASD)
GÖRME ENGELLİ BİREYLER İÇİN İLK YARDIM
112 ACİL ARAMA
Acil hastalıklardan ve yaralanmalardan sonra 112 Acil’in erken aranması çok önemlidir.
AKILDA TUTULMASI GEREKEN AYRINTILAR:
- Olay yerinde tek kurtarıcı var; yaralı ya da hasta bir erişkin ve nefes alıp vermiyorsa, acil bir kalp problemi olasılığı düşünülerek ilk yardım uygulamadan önce 112 Acil aranmalıdır.
- Olay yerinde birden fazla yardımcı kişi varsa, hemen birini görevlendirip 112 Acil’i araması sağlanmalıdır. İlk yardım gönüllüsü olan diğer bir kişi de hastanın nefes alıp verdiğini değerlendirip, gerekirse hemen Temel Yaşam Desteği uygulamalarına başlamalıdır.
- Bilinç kaybının nedeni, akciğer yetmezliği, astım krizi gibi solunum problemi, suda boğulma, yabancı cisimle solunum yolu tıkanması, ilaç zehirlenmesi, alkol zehirlenmesi olabilir.
- Acil yardıma ihtiyacı olan çocuk veya bebek ise ve çevrede başka bir yardımcı yok; ilk yardım gönüllüsü tek başına ise, 112 Acil’i aramadan önce, bir dakika süre ile Temel Yaşam Desteği uygulamalıdır.
- 112 Acil’i arayan kişi bilgileri doğru ve eksiksiz merkeze bildirmelidir.
Bu bilgiler sırasıyla şöyledir:
- Olay nedir ? Kalp krizi, trafik kazası, zehirlenme.
- Kaç kişi etkilenmiştir ?
- Genel durumları nasıldır ? Kötü, orta.
- Adres bilgisi.
- Yakınlarda bilinen bir alışveriş merkezi, market, camii, okul, karakol, park üzerinden konum bilgisi,
- Arayan ve yardım isteyen kişinin kimliği ve telefon numarası.
- Telefon numarası vermenin önemi asılsız ihbarları önlemek ve tekrar aranmamızı sağlamaktır. Dolayısıyla, 112 Acil’i arayan telefon hattı meşgul edilmemelidir.
- 112 Acil arandıktan sonra kazazede başka araçla hastaneye nakledilmemelidir.
- Hasta ve yaralılar hakkında yanlış bilgi verilmemelidir.
- Unutmamak gerekir ki acil yardım ve ambulans çağrılmadan gelmez.
YARALANMA VE KANAMA
KIRIK
Kırık, kemik bütünlüğünün bozulmasıdır. Kırıklar darbe sonucu ya da kendiliğinden oluşabilir. Yaşlılık ile kendiliğinden kırık oluşma riski de artar.
Kaç Çeşit Kırık Vardır?
Kapalı kırık: Kemik bütünlüğü bozulmuştur. Ancak deri sağlamdır.
Resim:1 – Kırık kemik. Deri sağlam. Kırık uçları cilt dışına çıkmamış.
Açık kırık: Deri bütünlüğü bozulmuştur. Kırık uçları dışarı çıkabilir. Beraberinde kanama ve enfeksiyon tehlikesi taşırlar.
Resim:2 – Açık kemik kırığı. Kırık ucu cilt dışına çıkmış.
Kırık Belirtileri Neler Olabilir?
- Hareket ile artan ağrı,
- Şekil bozukluğu,
- Hareket kaybı,
Kırık şüphesi olan, ağrılı bölgelerin tespiti için elle muayene gereklidir.
Kırığın Yol Açabileceği Olumsuz Durumlar Nelerdir?
- Kırık yakınındaki damar, sinir, kaslarda yaralanma ve sıkışma (Kırık bölgede nabız alınamaması, solukluk, soğukluk),
- Parçalı kırıklarda kanamaya bağlı şok.
Kırıklarda İlk Yardım Nasıl Olmalıdır?
- Hayatı tehdit eden yaralanmalara öncelik verilir,
- Hasta/yaralı hareket ettirilmez, sıcak tutulur,
- Kol etkilenmişse yüzük ve saat gibi eşyalar çıkarılır (aksi takdirde gelişebilecek ödem, doku hasarına yol açacaktır,)
- Tespit ve sargı yapılırken parmaklar görünecek şekilde açıkta bırakılır. Böylece parmaklardaki hareket ve duyarlılık kontrol edilir),
- Kırık şüphesi olan bölge, ani hareketlerden kaçınılarak bir alt ve bir üst eklemleri de içine alacak şekilde tespit edilir. Tespit malzemeleri, tahta, karton mukavva, araba güneşlikleri gibi sert malzemelerden yapılmış olmalı ve kırık kemiğin alt ve üst eklemlerini içine alacak uzunlukta olmalıdır,
- Açık kırıklarda, tespitten önce yara temiz bir bezle kapatılmalıdır,
- Kırık bölgede sık aralıklarla nabız, derinin ve ısısı kontrol edilir,
- Kol ve bacaklar yukarıda tutulur,
- Tıbbi yardım istenir (112 ACİL ARANIR).
Resim 3: Kırık şüphesi eğer parmakta ise, yanındaki parmağa bant yardımı ile tesbit edilebilir.
Resim 4: Kırık şüphesi eğer parmakta ise, bir tahta çubuk parmak altına konulur ve bant yardımı ile tesbit edilebilir.
Resim 5: Kırık şüphesi el bileğinde ise bir karton mukavva veya takta el bileğinin altına konulur. Bez yardımı ile kırık şüphesi olan bölge hareketsiz hale gelecek şekilde tesbit edilir.
Resim:6- Kırık şüphesi bacakta ise, araç güneşlikleri, karton mukavvalar bacağın sağ ve sol yanına konulur, kravat ya da eşarp benzeri bezler yardımı ile tesbit edilir.
KANAMA
Damar bütünlüğünün bozulması sonucu kanın damar dışına (vücudun içine veya dışına doğru) doğru akmasıdır.
Kanamanın ciddiyeti aşağıdaki durumlara bağlıdır:
- Kanamanın hızı,
- Vücutta kanın aktığı bölge,
- Kanama miktarı,
- Kişinin fiziksel durumu ve yaşı
Kaç Çeşit Kanama Vardır?
Vücutta kanın aktığı bölgeye göre 3 çeşit kanama vardır:
Dış kanamalar: Kanama yaradan vücut dışına doğru olur.
İç kanamalar: Kanama vücut içine olduğu için gözle görülemez.
Doğal deliklerden olan kanamalar: Kulak, burun, ağız, anüs, üreme organlarından olan kanamalardır.
Damar tipine göre ise: Kanama arter (atardamar), ven (toplardamar) ya da kılcal damar kanaması olabilir. Atar damar kanamaları kalp atımları ile uyumlu olarak kesik kesik akar. Toplardamar kanamaları ise sızıntı şeklindedir. Kılcal damar kanaması küçük kabarcıklar şeklindedir.
Kanamanın değerlendirilmesinde, şok belirtilerinin izlenmesi çok önemlidir.
ÖNEMLİ:
Atardamar kanamalarında kan basınç ile fışkırır tarzda olur. Bu nedenle, kısa zamanda çok kan kaybedilir. Bu tür kanamalarda asıl yapılması gereken, kanayan yer üzerine baskı uygulanmasıdır.
Kanamalarda İlk Yardım Uygulamaları Nelerdir?
Dış Kanamalarda İlk Yardım:
- İlk yardım gönüllüsü önce kendisini tanıtır ve yaralı sakinleştirilir,
- Yaralı sırt üstü yatırılır,
- Yaralının durumu değerlendirilir: Havayolu açık mı ? Nefes alıp veriyor mu ? Nabzı var mı ?
- Acil yardım istenir (112),
- Yara ya da kanama değerlendirilir,
- Kanayan yer üzerine temiz bir bezle bastırılır,
- Kanama durmazsa ikinci bir bez koyarak basıncı arttırılır,
- Gerekirse bandaj ile sararak basınç uygulanır,
- Kanayan bölge yukarı kaldırılır,
- Kanayan bölge dışarıda kalacak şekilde yaralının üstü örtülür,
Resim:7 – Kanayan bölgeye temiz bir ile baskı uygulanır. Kanama devam ediyorsa üzerine yeni bir bez daha eklenir.
Resim:8 – Kanayan bölgeye temiz bir ile baskı uygulanır. Kanama bölgesi geniş ise daha büyük bez kullanılır.
İç Kanamalarda İlk Yardım:
İç kanamalar, şiddetli travma, darbe, kırık, silahla yaralanma nedeniyle oluşabilir. Yaralıda şok belirtileri vardır.
İç kanama şüphesi olanlarda aşağıdaki uygulamalar yapılmalıdır:
- Yaralının bilinci ve ABC si değerlendirilir,
- Tıbbi Acil yardım istenir (112)
- Üzeri örtülerek ayakları 30 cm yukarı kaldırılır,
- Yiyecek ve içecek verilmez,
- Hareket ettirilmez (özellikle kırık varsa),
- Yaşamsal bulguları incelenir,
- Sağlık kuruluşuna sevki sağlanır.
BURUN KANAMASI
- Hasta/yaralı sakinleştirilir, endişeleri giderilir,
- Oturtulur,
- Başı hafifçe öne eğilir,
- Burun köküne yakın alan 5 dakika süre ile sıkılır,
- Uzman bir doktora gitmesi sağlanır.
Resim:9- Burun kanaması varsa hastanın başı hafifçe öne eğilir; Burun köküne yakın alan iki parmak yardımı ile sıkılır. Bu esnada kanaması olan kişinin nefes alıp vermesine engel olunmamalıdır. Aksi durumda bası, hatalı yere yapılmış olarak algılanmalıdır.
Kulak kanaması:
- Hasta/yaralı sakinleştirilir, endişeleri giderilir,
- Kanama hafifse kulak temiz bir bezle temizlenir,
- Kanama ciddi ise, kulağı tıkamadan temiz bezlerle kapanır,
- Bilinci yerinde ise hareket ettirmeden sırt üstü yatırılır, bilinçsiz ise kanayan kulak üzerine yan yatırılır,
- Kulak kanaması, kan kusma, anüs, üreme organlarından gelen kanamalarda hasta/ yaralı kanama örnekleri ile uzman bir doktora sevk edilir.
TEMEL YAŞAM DESTEĞİ
Solunum ve Kalp Durması Nedir?
Solunum durması: Solunum hareketlerinin durması nedeniyle vücudun yaşamak için gereksinim duyduğu oksijenden mahrum kalmasıdır. Hemen suni solunuma başlanmaz ise bir süre sonra kalp durması ortaya çıkar.
Kalp durması: Bilinci kapalı kişide kalp atımının olmaması durumudur. Kalp durmasına en kısa sürede müdahale edilmezse dokuların oksijenlenmesi bozulacağı için beyin hasarı başta olmak üzere çoklu organ hasarı ortaya çıkar.
Kişide solunumun olmaması, bilincin kapalı olması, hiç hareket etmemesi ve uyaranlara cevap vermemesi kalp durmasının belirtisidir.
Temel Yaşam Desteği Nedir?
Yaşam kurtarmak amacı ile hava yolu açıklığı sağlandıktan sonra, solunumu ve/veya kalbi durmuş kişiye suni solunum ile akciğerlerine oksijen gitmesini, dış kalp masajı ile de kalpten kan pompalanmasını sağlamak üzere yapılan ilaçsız müdahalelerdir.
Yetişkinlerde Kalp Masajı ve Suni Solunumun Birlikte Uygulanması
1- Öncelikle ilk yardım gönüllüsü kendisinin ve hastanın güvenliğinden emin olmalıdır. Temel Yaşam Desteği olay yerinde yapılmalıdır. Ancak, uygulanan yer kaza alanından, yangın bölgesinden, yıkıntılardan uzakta olmalıdır. Güvenli bir alan olmalıdır.
2- Hastanın omuzlarına dokunup “İyi misiniz?” diye sorularak bilinci kontrol edilir. Eğer bilinci yok ise:
3- Çevreden yüksek sesle yardım çağrılır; bir kişinin 112 ACİL araması istenir.
4- Hasta sert bir zemin üzerine sırt üstü yatırılır.
5- Hastanın yanına diz çökülür.
6- Hastanın boynunu ve göğsünü saran giysiler açılır.
7– Hastanın ağız içi işaret parmağımız yardımıyla (yumuşak hareketlerle) kontrol edilir; yabancı cisim var ise çıkartılır.
8- Hava yolunu açmak için bir el hastanın alnına, diğer elin iki parmağı çene kemiğinin üzerine yerleştirilir.
9- Çene kemiğinin uzun kenarı yere dik gelecek şekilde alından bastırılıp, çeneden kaldırılarak baş geriye doğru itilir; hastaya baş geri çene yukarı pozisyonu verilir,
10- Hastanın solunum yapıp yapmadığı dinle-hisset yöntemiyle 10 saniye süre ile kontrol edilir:
Eğilip, kulağını hastanın ağzına yaklaştırarak solunum dinlenirken diğer el göğüs üzerine hafifçe yerleştirilerek hissedilir.
11- Hastanın solunumu yok ise,
12- Çevrede başka kimse yok ve ilk yardımcı yalnız ise kendisi 112 ACİL’i arar,
13- Hastaya kalp basısı uygulamak için göğüsün merkezine bir elin topuğu yerleştirilir (göğüs kemiğinin alt yarısına),
14- Diğer el bu elin üzerine yerleştirilir,
15- Her iki elin parmakları birbirine kenetlenir,
16- Ellerin parmakları göğüs kafesiyle temas ettirilmeden, dirsekler bükülmeden, göğüs kemiği üzerine vücuda dik olacak şekilde tutulur,
17- Göğüs kemiği 5 cm aşağı inecek şekilde (yandan bakıldığında göğüs yüksekliğinin 1/3’ü kadar) 30 kalp basısı uygulanır, bu işlemin hızı dakikada 100 bası olacak şekilde ayarlanır,
18- Baş geri çene yukarı pozisyonu tekrar verilerek hava yolu açıklığı sağlanır,
19- Alnın üzerine konulan elin baş ve işaret parmağını kullanarak hastanın burnu kapatılır,
20- Normal bir soluk alınır, baş geri çene yukarı pozisyonunda iken hastanın ağzını içine alacak şekilde ağız yerleştirilir,
21- Hastanın göğsünü yükseltmeye yarayacak kadar her biri 1 saniye süren 2 nefes verilir, havanın geriye çıkması için zaman verilir,
22- Hastaya 30 kalp masajından sonra 2 solunum yaptırılır, (30:2)
23- Temel yaşam desteğine hastanın yaşamsal refleksleri veya tıbbi yardım gelene kadar kesintisiz devam edilir.
Resim:10 – Baş geri çene yukarı pozisyonu verilerek hava yolu açıklığı sağlanır. Alnın üzerine konulan elin baş ve işaret parmağını kullanarak hastanın burnu kapatılır. Normal bir soluk alınır, baş geri çene yukarı pozisyonunda iken hastanın ağzını içine alacak şekilde ağız yerleştirilir. Hastanın göğsünü yükseltmeye yarayacak kadar her biri 1 saniye süren 2 nefes verilir, havanın geriye çıkması için zaman verilir,
Resim: 11- Hastaya kalp basısı uygulamak için göğüsün merkezine bir elin topuğu yerleştirilir (göğüs kemiğinin alt yarısına). Diğer el bu elin üzerine yerleştirilir. Her iki elin parmakları birbirine kenetlenir. Ellerin parmakları göğüs kafesiyle temas ettirilmeden, dirsekler bükülmeden, göğüs kemiği üzerine vücuda dik olacak şekilde tutulur. Göğüs kemiği 5 cm aşağı inecek şekilde (yandan bakıldığında göğüs yüksekliğinin 1/3’ü kadar) 30 kalp basısı uygulanır, bu işlemin hızı dakikada 100 bası olacak şekilde ayarlanır.
Resim: 12- Göğüs masajı uygulaması için göğüsün merkezine bir elin topuğu yerleştirilir. Diğer el bu elin üzerine yerleştirilir. Her iki elin parmakları birbirine kenetlenir.
Çocuklarda (1-8 Yaş) Kalp Masajı ve Suni Solunumun Birlikte Uygulanması
1- İlk yardım gönüllüsü öncelikle kendisinin ve çocuğun güvenliğinden emin olmalıdır.
2- Çocuğun omuzlarına dokunup “iyi misiniz?” diye sorularak bilinci kontrol edilir; eğer bilinci yok ise:
3- Çevreden yüksek sesle yardım çağrılır; 112 ACİL aratılır.
4- Çocuk sert bir zemin üzerine sırt üstü yatırılır.
5- Çocuğun yanına diz çökülür.
6- Çocuğun boynunu ve göğsünü saran giysiler açılır.
7- Ağız içi işaret parmağımız ile ( yumuşak hareketlerle ) kontrol edilir; hava yolu tıkanıklığına neden olan yabancı cisim var ise çıkartılır.
8- Hava yolunu açmak için bir el hastanın alnına, diğer elin iki parmağı çene kemiğinin üzerine yerleştirilir.
9- Çene kemiğinin uzun kenarı yere dik gelecek şekilde alından bastırılıp, çeneden kaldırılarak baş geriye doğru itilir; çocuğa baş geri çene yukarı pozisyonu verilir.
10- Hastanın solunum yapıp yapmadığı dinle-hisset yöntemiyle 10 saniye süre ile kontrol edilir:
· Eğilip, kulağını hastanın ağzına yaklaştırarak solunum dinlenirken, diğer el göğüs üzerine hafifçe yerleştirilerek hissedilir.
11- Solunum yok ise; alnın üzerine konulan elin baş ve işaret parmağını kullanarak çocuğun burnu kapatılır.
12-Baş geri, çene yukarı pozisyonunda iken çocuğun ağzını içine alacak şekilde ağız yerleştirilir.
13- Çocuğun göğsünü yükseltmeye yarayacak kadar her biri 1 saniye süren 2 nefes verilir, havanın geriye çıkması için zaman verilir.
14- Kalp basısı uygulamak için göğüsün merkezine bir elin topuğu yerleştirilir, (göğüs kemiğinin alt yarısına) (çocuk yetişkin ise, yetişkinlerde olduğu gibi iki el ile kalp basısı uygulanır ).
15- Elin parmakları göğüs kafesiyle temas ettirilmeden, dirsek bükülmeden, göğüs kemiği üzerine vücuda dik olacak şekilde tutulur.
16- Göğüs kemiği 5 cm aşağı inecek şekilde ( yandan bakıldığında göğüs yüksekliğinin 1/3’ü kadar) 30 kalp basısı uygulanır, bu işlemin hızı dakikada 100 bası olacak şekilde ayarlanır.
17- Çocuğa 30 kalp masajından sonra 2 solunum yaptırılır (30;2) ,
18- İlk yardım gönüllüsü yalnız ise; 30;2 göğüs basısının 5 tur tekrarından sonra 112’yi kendisi arar.
19- Temel yaşam desteğine çocuğun yaşamsal refleksleri veya tıbbi yardım gelene kadar kesintisiz devam edilir.
Resim:13- Kalp basısı uygulamak için göğüsün merkezine bir elin topuğu yerleştirilir (göğüs kemiğinin alt yarısına). Elin parmakları göğüs kafesiyle temas ettirilmeden, dirsek bükülmeden, göğüs kemiği üzerine vücuda dik olacak şekilde tutulur. Göğüs kemiği 5 cm aşağı inecek şekilde (yandan bakıldığında göğüs yüksekliğinin 1/3’ü kadar) 30 kalp basısı uygulanır, bu işlemin hızı dakikada 100 bası olacak şekilde ayarlanır.
Bebeklerde (0-12 Ay) Dış Kalp Masajı ve Yapay Solunumun Birlikte Uygulanması
1- İlk yardım gönüllüsü, kendisinin ve bebeğin güvenliğinden emin olunur,
2- Ayak tabanına hafifçe vurarak bilinci kontrol edilir; eğer bilinci yok ise,
3– Çevreden yüksek sesle yardım çağrılır; 112 ACİL aratılır.
4- Bebek sert bir zemin üzerine sırt üstü yatırılır.
5– İlk yardım gönüllüsü, temel yaşam desteği uygulayacağı pozisyonu alır (yerde uygulama yapacak ise diz çöker, masa vb.. yerde uygulama yapacak ise ayakta durur).
6- Bebeğin boynunu ve göğsünü saran giysiler açılır.
7- Ağız içi işaret parmağı yardımıyla ve yumuşak hareketlerle kontrol edilir; hava yolu tıkanıklığına neden olan yabancı cisim var ise çıkartılır.
8- Hava yolunu açmak için, bir el bebeğin alnına, diğer elin iki parmağı çene kemiğine koyulup baş hafifçe yukarı geri itilerek eğilir, baş geri çene yukarı pozisyonu verilir.
9- Bebeğin solunum yapıp yapmadığı dinle-hisset yöntemiyle 10 saniye süre ile kontrol edilir:
· Eğilip, kulağını hastanın ağzına yaklaştırarak solunum dinlenirken diğer el göğüs üzerine hafifçe yerleştirilerek hissedilir.
10– Solunum yoksa ağız dolusu nefes alınır ve ağız bebeğin ağız ve burnunu içine alacak şekilde yerleştirilir.
11-Bebeğin göğsünü yükseltmeye yarayacak kadar her biri 1 saniye süren 2 solunum verilir, havanın geriye çıkması için zaman verilir.
12- Kalp basısı uygulamak için bebeğin (iki meme başının altındaki hattın ortası göğüs merkezini oluşturur) göğüs merkezi belirlenir.
13- Bir elin orta ve yüzük parmağı bebeğin göğüs merkezine yerleştirilir.
14- Göğüs kemiği 4 cm aşağı inecek şekilde ( yandan bakıldığında göğüs yüksekliğinin 1/3’ü kadar) 30 kalp basısı uygulanır, bu işlemin hızı dakikada 100 bası olacak şekilde ayarlanır.
15- Bebeğe 30 kalp masajından sonra 2 solunum yaptırılır (30:2).
16- İlk yardım gönüllüsü yalnız ise; 30;2 göğüs basısının 5 tur tekrarından sonra 112’yi kendisi arar.
17- Temel yaşam desteğine bebeğin yaşamsal refleksleri veya tıbbi yardım gelene kadar kesintisiz devam edilir.
Resim:14 – Kalp basısı uygulamak için bebeğin (iki meme başının altındaki hattın ortası göğüs merkezini oluşturur) göğüs merkezi belirlenir. Bir elin orta ve yüzük parmağı bebeğin göğüs merkezine yerleştirilir. Göğüs kemiği 4 cm aşağı inecek şekilde ( yandan bakıldığında göğüs yüksekliğinin 1/3’ü kadar) 30 kalp basısı uygulanır, bu işlemin hızı dakikada 100 bası olacak şekilde ayarlanır.
HEIMLİCH MANEVRASI
Hava Yolu Tıkanıklığı
Hava yolunun, solunumu gerçekleştirmek için gerekli havanın geçişine engel olacak şekilde tıkanmasıdır. Tıkanma tam tıkanma ya da kısmi tıkanma şeklinde olabilir.
Hava Yolu Tıkanıklığı Belirtileri Nelerdir?
Kısmi tıkanma belirtileri:
- Öksürür,
- Nefes alabilir,
- Konuşabilir.
Tam tıkanma belirtileri:
- Nefes alamaz,
- Telaş ve panik yaşar; ellerini boynuna götürür,
- Konuşamaz.
Bilinci yerinde tam tıkanıklık olan kişilerde Heimlich Manevrası (Karına bası uygulama) nasıl uygulanır?
- Hasta ayakta ya da oturur pozisyonda olabilir.
- Hastanın yanında veya arkasında durulur.
- Bir elle göğsü desteklenerek öne eğilmesi sağlanır.
- Diğer elin topuğu ile hızla 5 kez sırtına ( kürek kemikleri arasına) süpürür tarzda vurulur.
- Tıkanıklık açıldıysa işlem durdurulur.
- Tıkanıklık açılmadıysa Heimlich manevrası yapılır.
- Hastanın arkasına geçip sarılarak gövdesi kavranır.
- Bir elin başparmağı midenin üst kısmına, göğüs kemiği altına gelecek şekilde (göbek deliği ile göğüs kemiğinin altındaki noktanın tam ortası) yumruk yaparak konur. Diğer el ile yumruk yapılan el kavranır.
- Kuvvetle arkaya ve yukarı doğru bastırılır.
- Bu hareket 5 kez yabancı cisim çıkıncaya kadar tekrarlanır.
- Tıkanıklık açılmadıysa tekrar sırtına vurulur.
- Bu işlemler 5’er kez olacak şekilde dönüşümlü olarak tekrarlanır.
- Hastanın bilinci kapanırsa, sert zemin üzerine yatırılır.
- Tıbbi yardım istenir (112 ACİL).
- Temel Yaşam desteği uygulanır.
Resim:15- Tıkanıklık açılmadıysa Heimlich manevrası yapılır. Hastanın arkasına geçip sarılarak gövdesi kavranır. Bir elin başparmağı midenin üst kısmına, göğüs kemiği altına gelecek şekilde (göbek deliği ile göğüs kemiğinin altındaki noktanın tam ortası) yumruk yaparak konur. Diğer el ile yumruk yapılan el kavranır. Kuvvetle arkaya ve yukarı doğru bastırılır. Bu hareket 5 kez yabancı cisim çıkıncaya kadar tekrarlanır.
Bebeklerde tam tıkanıklık olan hava yolunun açılması:
- Bebek, ilk yardım gönüllüsünün bir kolu üzerine yüzü koyun (ters) olarak yatırılır.
- Başparmak ve diğer parmakların yardımıyla bebeğin çenesi kavranarak boynundan tutulur ve yüzüstü pozisyonda öne doğru eğilir.
- Baş gergin ve gövdesinden aşağıda bir pozisyonda tutulur.
- 5 kez el bileğinin iç kısmı ile bebeğin sırtına kürek kemiklerinin arasına hafifçe vurulur.
- Diğer kolun üzerine başı elle kavranarak sırtüstü çevrilir.
- Yabancı cismin çıkıp çıkmadığı işaret parmağı ile hissedilerek, kontrol edilir.
- Çıkmadıysa başı gövdesinden aşağıda olacak şekilde tutulur.
- 5 kez iki parmakla göğüs basısı uygulanır.
- Yabancı cisim çıkana kadar devam edilir.
- Tıbbi yardım istenir (112 ACİL).
Resim:16- Bebek, ilk yardım gönüllüsünün bir kolu üzerine yüzü koyun (ters) olarak yatırılır.Başparmak ve diğer parmakların yardımıyla bebeğin çenesi kavranarak boynundan tutulur ve yüzüstü pozisyonda öne doğru eğilir. Baş gergin ve gövdesinden aşağıda bir pozisyonda tutulur. 5 kez el bileğinin iç kısmı ile bebeğin sırtına kürek kemiklerinin arasına hafifçe vurulur.
Kısmi tıkanıklık olan kişilerde nasıl ilk yardım uygulanır?
- Bu durumda, kazazede öncelikle bulunduğu pozisyonda bırakılmalıdır.
- Kazazedenin solunum ve öksürüğü zayıflarsa ya da kaybolursa derhal girişimde bulunulmalıdır.
- Belirgin bir yabancı cisim, yerinden çıkmış veya gevşemiş takma dişleri varsa bunlar yerinden çıkarılır.
- Eğer yabancı cisim görülemiyorsa ve hastanın durumu kötüye gidiyorsa yukarıda tam tıkanmada anlatılan uygulamalara başlanır.
ZEHİRLENMELER
ZEHİR NEDİR ?
Zehir, yeterli miktarda alındığında, organlarda veya organ fonksiyonlarında geçici veya kalıcı olarak hasar meydana getiren maddedir.
Zehirli maddeler çocuklarda genellikle kaza sonucu alınmalarına rağmen, erişkinlerde intihar amaçlı alımlar daha fazladır.
ZEHİRLER VÜCUDUMUZA NASIL GİRER ?
Zehirler vücuda ağız, sindirim, solunum, deri, göz yoluyla veya damardan enjeksiyonla alınabilirler.
Bakteri, zehirli bitkiler veya bazı hayvanlar (örn: arı, yılan, örümcek) doğal zehirler (toksinler) üretirler.
Asit veya baz özelliğindeki birçok zehirli madde göz yoluyla vucuda girip, kimyasal yanıklara neden olmaktadır.
Solunumla gazlar, çözücüler, aerosoller ve duman şeklindeki zehirli maddeler giriş yapar. Bunun en sık rastlanan örneği, kış aylarında sıklıkla soba dumanından kaynaklanan karbonmonoksit zehirlenmesidir.
Damar (kana karışma) yoluyla girenler, genellikle enjeksiyonla (örn: narkotiklerden morfin) kana verilir. Bunun yanında zehirli yılan, balık, arı, örümcek ısırıkları da ciltte reaksiyon ve ek olarak kan yoluyla etkili olabilirler.
Sindirim yoluyla alınan besinler (besin zehirlenmeleri), ilaçlar (ilaca özel bulgular) sindirim sisteminde bulgulara neden olurlar.
Cilt yoluyla çok güçlü bazı kimyasal maddeler (asit, baz), böcek ilaçları, bitki ilaçları ciltte reaksiyona ve/veya ciltten emilerek sistemik etkilere neden olabilirler.
ZEHİRLERE BAĞLI BULGU VE YAKINMALAR NELERDİR ?
Zehir vücuda alındığında yapısal özelliğine ve alınma yoluna göre bulgu ve yakınmalara neden olur.
Bazı durumlarda vücuda girdikten çok sonra bu bulgu ve yakınmalar oluşur.
-Beyin etkilenirse: Uyku hali, saldırganlık, nöbet geçirme, bilinç kaybı gibi bulgular görülebilir. Göz bebeklerinde büyüme, küçülme (toplu iğne başı gibi) görülebilir.
Tükürük ve diğer vücut salgılarında aşırı artma ya da azalma. Cildin terli veya çok kuru olması görülebilir.
– Solunum güçlüğü, solunum sayısının artması veya azalması görülebilir.
– Bazı zehirli maddeler kalpte zararlı etkilere neden olabilirler. Kalbin hızlı atması (taşikardi), kalbin yavaş atması (bradikardi), düzensiz atması (disritmi) gibi bulgular görülebilir. Hastalar bu bulgular eşliğinde çarpıntı hissedebilirler.
– Yutulan asit veya baz maddeler ağız, boğaz, yemek borusu ve midede yanıklara neden olabilir. Hastalarda ağızda ağrı, yutmada güçlük ve ağrı, yemek borusunda ve midede yanma, ağrı görülebilir.
– Sindirim sistemiyle alınan zehirli maddeler kusma, karın ağrısı, ishal gibi şikayetlere neden olabilir.
– Bazı zehirli maddeler çok yüksek miktarda alındığında bunları vücuttan temizlenmede önemli rol oynayan karaciğer ve böbreklerde ciddi hasara yol açabilir.
– Bazı zehirler kan hücrelerini etkileyerek dokulara oksijen taşınmasında sorunlara yol açabilirler.
EVLERDE BULUNAN BAZI ZEHİRLİ MADDELER
-Çamaşır suyu
-Çakmak yakıtı
-İspirto
-İlaçlar
-Ayakkabı cilası
-Yapıştırıcılar
-Oje
-Deterjanlar
EVDEKİ ZEHİRLENMELER NASIL ÖNLENEBİLİR?
– Zehirli maddeleri çocukların erişemeyeceği yerlerde tutun.
– Tüm ilaçları kilitli bir dolapta tutun.
– Maddeleri kendi orijinal kutu ya da şişelerinde tutun, asla eski boş bir içecek veya yiyecek kutusu içinde saklamayın.
– Çocukların açamayacağı şekilde kutulanmış veya şişelenmiş olanları tercih edin.
– Kullanılmayan ilaç ve maddeleri uygun şekilde uzaklaştırın.
EVDE ZEHİRLENMİŞ HASTADA İLK YARDIM
1.Öncelikle kendinizi koruyun.
2.Havayolu, solunum ve dolaşımını sağlayarak, hastayı uygun pozisyona alın.
3.Tıbbi yardımı çağırın: 112’yi arayın.
4.Zehirli madde bulaşmış elbiseleri çıkarın veya hastayı kontamine ortamdan uzaklaştırın.
5.Zehirli maddenin ne olduğunu bulmaya çalışın (yukarıda belirtilen 6 önemli maddenin netleştirilmesi).
İLAÇLA ZEHİRLENMİŞ HASTADA İLK YARDIM
1.Hastanın havayolu, solunum ve dolaşımını kontrol edin.
2.Hastayı güvenli bir pozisyonda yatırın.
3.112’yi arayıp yardım isteyin.
4.İlaçları, kutusunu, açıklama kağıdı varsa sağlık ekiplerine vermek için saklayın.
ZEHİRLİ BİTKİLER
Ülkemizde çeşitli zehirli bitkiler bulunmaktadır. Renkleri nedeniyle bu bitkiler özellikle çocuklar tarafından yanlışlıkla yenmekte (akşam sefası, bazı mantar türleri gibi), veya zehirlenmeler bitki konusunda deneyimsiz olan kişilerde yenme sonucu (bazı mantarlar) meydana gelebilmektedir. Bunun yanında keyif verici olarak da bazı bitkiler (cirtlatan otu gibi) kişiler tarafından kullanılabilmektedir. Bulgular bitkiye göre değişmektedir. Genellikle sindirim (bulantı, kusma, karın ağrısı) ve sinir sistemi (saldırgan davranışlar, hayal görme, uyku hali) bulguları ön plandadır.
BİTKİLERLE ZEHİRLENMİŞ HASTADA İLK YARDIM
1.Hastanın havayolu, solunum ve dolaşımını kontrol edin.
2.Hastayı güvenli bir pozisyona alın.
3.112’yi arayın ve yardım isteyin.
4.Varsa bitkiyi, hastanın kusmuğunu sağlık ekiplerine vermek üzere saklayın.
BESİN ZEHİRLENMELERİ
Besin zehirlenmeleri genellikle bakteri veya toksinleri içeren besinlerin alınmasıyla oluşur ve sindirim sistemi bulguları (iştahsızlık, bulantı, kusma, karın ağrısı, ateş olabilir, genellikle ishal veya nadiren kabızlık, çarpıntı, baş dönmesi) görülür.
BESİN ZEHİRLENMESİ OLAN HASTADA İLK YARDIM
1.Hastayı rahat bir yere yatırın veya oturtun.
2.Hasta sürekli kusuyorsa, güvenli bir pozisyona alın.
3.Hastanın doktorunu veya 112’yi arayıp durumu bildirin.
4.Hasta eğer alabiliyorsa, sıvı içecekler verin.
ALKOL ZEHİRLENMESİ
Alkol zehirlenmesi olguları iki grupta incelenebilir. Biri alkollü (etanol içeren) içkilerle zehirlenmeler, diğeri alkol (metanol, etilen glikol gibi) içeren maddelerle zehirlenmelerdir. Metanol yasak içki, kolonya ve ispirto yapımında ucuz olması nedeniyle etanole tercih edilmektedir. Etilen glikol ise buzdolapları veya akülerde donmayı engelleyici sıvıların içinde bulunmaktadır.
Alkol | Bulunduğu Yer | Etkileri |
Etanol | Alkollü içecekler (rakı %45, bira %3-6), kolonya | Alkol kokusu, bilinç bulanıklığı ya da kaybı, derin gürültülü bir solunum, erken dönemde dolgun, geç dönemde zayıf ve hızlı bir nabız bulunabilir.Hastalar kusmukları akciğerlerine kaçırma riski ile karşı karşıyadır, çoğu evsiz hasta alkol zehirlenmesinden sonra dışarıda ve soğukta kalarak donma tehlikesi geçirebilir, kafa ve diğer travmalar bu hastalarda sıktır. |
Metanol | Uygunsuz olarak kolonya ve ispirto içinde, donmayı engelleyen sıvılarda, boya çözücülerde, ev temizlik ürünleri içinde | Etanol’ün bulgularına ek olarak, görme bozukluğu, derin koma hali, nöbet yapabilir |
Etilen Glikol | Donmayı engelleyen sıvılarda, çözücülerde | Uyku hali, nöbetler, çarpıntı hissi, bulantı, kusma, solunum güçlüğü |
Tablo:1- Alkol Etkileri
ALKOLLE ZEHİRLENMİŞ HASTADA İLK YARDIM
1.Hastanın hava yolu, solunum ve dolaşımını, bilinç durumunu kontrol edin.
2.Hastayı güvenli bir pozisyona alın, soğuktan korumak için üzerini örtün.
3.112’yi arayıp yardım isteyin.
KARBONMONOKSİT – DUMAN ZEHİRLENMESİ
Kış aylarında sıkca rastladığımız önemli bir acil sağlık sorunu var: Duman zehirlenmesi.
Burada sözkonusu olan, KARBONMONOKSİT (CO) ZEHİRLENMESİ’dir.
CO gazı, vücudumuzda her yere kolayca geçebilir. CO, kanımızda bulunan ve oksijen taşıyan hemoglobin adını verdiğimiz maddeye bağlanması çok kolay olan gazdır. Dolayısıyla bu gazla zehirlenmek çok kolaydır. CO gazı renksiz, kokusuz, tatsız bir gazdır. Bu yüzden de fark edilmesi zordur.
Ayrıca, yine tanınması ve fark edilmesi zor olduğundan zehirlenmeleri de çok ağır ve öldürücü olabilir.
İlk yardım gönüllüsü tarafından CO zehirlenmesi belirtilerinin iyi bilinmesi ve erken saptanması hayat kurtarıcı olacaktır.
CO gazı, kazayla veya intihar amacıyla zehirlenmeye neden olabilir. Ayrıca, kansızlığı olanlar, kronik bronşitli hastalar, kalp ve damar sistemi hastalığı olanlar, yeni doğanlar, hamileler risk grubundadırlar. Bu kişilerin zehirlenmesi daha kolay ve sonuç daha öldürücüdür.
NEDENLER
Bütan gazı, kömürle çalışan soba, ocak ve diğer ısıtıcılar, otomobil egzosundan çıkan duman dahil her türlü duman bu tür zehirlenmeye neden olur.
Kapalı bir ortamda 15-20 dakika çalıştırılan bir aracın egzozundan çıkan CO gazı öldürücü düzeylere ulaşabilir.
BELİRTİLER
İlk belirtiler genellikle şunlardır:
– Baş ağrısı,
– Sarhoşluk hissi,
– Kulak çınlaması,
– Yorgunluk ve bulantı.
Diğer belirtiler arasında düşünmede güçlük, göğüs ağrısı, çarpıntı, uyuşma, görme bozuklukları ve karın ağrısı sayılabilir.
İLK YARDIM
- Çevre güvenliğini sağlayın: CO gazı renksiz ve kokusuz bir gaz olduğundan farkedilmeyebilir. Önce kendi alanınızı sizi tehlikeye sokacak durumdan kurtarın. Ortamı havalandırın, etkilenmiş ya da zehirlenmiş olanları hareket ettirebiliyorsanız temiz havaya çıkartın.
- Hiç vakit yitirmeden 112 Acil’i arayın.
- Bol oksijen almasını sağlayın: Hastanın uyanıklığını sağlamak için yüzüne su serpilebilir. Bilinci yerinde ise sık ve derin nefes almasını önerin.
- Gerekiyorsa, kalbi ve solunumu durmuşsa, Temel Yaşam Desteği uygulayın.
- Kazazedenin %100 oksijene ihtiyacı olacağından mutlaka bu imkanların sağlanacağı bir hastaneye naklini sağlayın.
DEPREM
Ülkemiz topraklarının %95’i deprem kuşağı üzerindedir. Bu gerçekten yola çıkarak depremin bir doğa olayı olduğunu kabul etmeli ve hazır olmalıyız.
Devletin farklı kurumlarının depreme hazırlık alanında yapması gereken, yaptığı çalışmalar vardır. Bunun yanında biz vatandaşların da hazırlık için alması gereken önlemler vardır. Bu önlemlere “Kişisel eylem planı” denilmektedir.
Afetlerde kişisel eylem planı
“Herkesin kendi afet eylem planı olması gerekir”. İster evde, işyerinde, okulda olun, ister yolda ya da aracınızın içinde olun, yaşadığınız ve bulunduğunuz ortamlarda deprem ya da bir başka afet anında ne yapacağınızı, nereye saklanıp, nereye kaçacağınızı önceden düşünün.
Eğer eviniz ve evinizin bulunduğu zemin sağlamsa, o zaman evde kalabilirsiniz; ancak başınızı, yüzünüzü korumalısınız.
Eviniz ve zemin sağlam değilse, binanın kuvvetli bir depremde yıkılma olasılığı varsa ya binayı terk etmek ya da bina içinde çamaşır makinesi, çelik kasa, bulaşık makinesi, sağlam koltuk takımı, mutfak tezgahı gibi dayanıklı eşyaların önüne sığınmak, yan yatıp, cenin pozisyonunda kalıp, sarsıntının geçmesini beklemek sizi kurtarabilir. Marmara, Düzce, Dinar, Van Erciş, İzmir depremlerinde tamamen yıkılan binalardan sağlam olarak çıkarılan kişilerin bu tür eşyaların yanına sığındığına tanık olduk.
Pencereden atlamak hem riskli hem de binanın üst katlarından düşebilecek eşyalar, malzemelerin yaratacağı tehlike nedeniyle önerilmemektedir.
Apartman boşlukları, merdiven boşlukları, asansörler, balkonlar deprem sırasında en tehlikeli alanlardır.
Evlerimizde bulunan eşyalar da bizleri yaralayabilir. Cam vitrinler, dolaplar, mutfaklarımızda bulunan, tezgâh üstü dolaplar devrilip bizleri yaralayabilir. Bunların duvara sabitlenmesi, olası birçok yaralanmayı önlemeye yeter.
Resim:17 & 18 – YAT, KORUN, TUTUN. Eviniz ve zemin sağlam değilse, binanın kuvvetli bir depremde yıkılma olasılığı varsa, çamaşır makinesi, çelik kasa, bulaşık makinesi, sağlam koltuk takımı, mutfak tezgahı gibi dayanıklı eşyaların önüne sığınmak, yan yatıp, cenin pozisyonunda kalıp, sarsıntının geçmesini beklemek sizi kurtarabilir.
Deprem ve ilk yardım
İlkyardım, herhangi bir hastalık ya da kazadan sonra olay yerine sağlık personeli gelene kadar ya da hastanın kendi olanaklarıyla sağlık kuruluşuna varmasına kadar geçen sürede yapılan girişimlerdir. Bu girişimler ilaçsız ve tıbbi araç gereç yardımı olmadan yapılırlar.
Deprem sonrası profesyonel yardım gelene kadar geçen zaman, insan yaşamı için çok değerlidir. “Altın saatler” denilen bu zaman diliminde temel ilk yardım uygulamaları hayat kurtarır; ilk yardım bilenler kendi yakınlarına yardımcı olabilirler.
Deprem sonrasında iki temel konu çok daha fazla önem kazanmaktadır: Kanamalar ve kırık–çıkık-ezilmeler. Toplumda her bireyin, bu yaralanmalarda uygulanması gereken ilkyardım yöntemlerini öğrenmesi önemlidir.
Elimizin altında bulunan sert mukavvalar, güneşlikler, kapılar, temiz bir bez parçası, bir kravat ya da bir eşarp ilk yardımda kullanılabilecek malzemelerdendir. Deprem sonrası ilk yardımın amacı, yaralı ve hastaların, profesyoneller olay yerine gelinceye kadar, genel durumunun olağan halde tutulmasıdır. Bir başka deyişle ilk yardımda amaç, tedavi etmek değil, yaralının yaşaması ya da daha kötüye gitmesine engel olmak için basit ama yaşam kurtarıcı yöntemlerin uygulanabilmesidir.
DEPREM ÇANTASI
Nedir, neden ihtiyaç vardır ?
Deprem çantasının üç amacı vardır:
Deprem olgusunun bir doğa olayı olduğunu bizlere anımsatır. Her sabah evden çıkarken, deprem çantamızı kapımızın hemen girişinde, araba bagajımızda gördüğümüzde deprem gibi bir doğa olayı ile kolayca baş edebileceğimizi anımsar ve korkularımızı yenebiliriz. Bu duyguyu çocuklarımıza ve yakınlarımıza da verebiliriz.
Deprem sonrasında, sarsıntı geçti. Bulunduğumuz yerden kalkıp, telaşlanmadan evi terk ederken deprem çantamızı da yanımıza aldık. Çocuklarımız da kendi çantalarını aldı. Evimiz kullanılamayacak durumda. Hatta, yıkıldı. Girmemiz de hem tehlikeli hem de yasaklandı. İşte, bu üç-beş gün boyunca en çok gereksinim duyduğumuz eşyalarımız çantada.
Deprem çantasında ilk yardım malzemeleri varsa, komşularımızı, yakınlarımızı kurtarmaya yarar.
Deprem Çantası İçeriği: (örnek)
- Fener
- Düdük
- Radyo
- Yedek piller
- Yedek ayakkabı
- Kazak
- Eldiven
- Çok amaçlı çakı
- Tuvalet kâğıdı
- Sabun
- Diş fırçası ve macunu
- Lens solüsyonu
- Kitap
- Okuma gözlüğüm
- Yedek ilaçlar
- Ev tapusu fotokopisi
- Nüfus cüzdanı fotokopisi
- Kredi kartı
- Kalem, kâğıt
- Birkaç gün yetecek miktarda para
- İlkyardım Çantası (boyunluk ilaveli)
BOYUNLUK
Ne zaman takılmalıdır ?
Boyun bölgesine herhangi bir darbe alındığında veya böyle bir olası durumdan şüphelenildiğinde boyunluk takılmalıdır. Trafik kazası, yüksekten düşme gibi yaralanmalarda boyun bölgesinin yaralanabileceği unutulmamalıdır. Çünkü boyun bölgesinde hayati fonksiyonlarımızı yerine getiren oluşumlar mevcuttur. Boyunluklar ise boyun omurlarını hareketsiz tutmak ve ikincil yaralanmaları önlemek için kullanılır.
Boyunluk Nasıl Takılır ?
Ortamda iki kişi var ise;
- Bir kişi, oturan yaralının arkasına geçer ve yaralının başını her iki elinin arasında tutarak sabitler. Avuç ve başparmaklarla başın arkasını, ikinci ve üçüncü parmaklarla elmacık kemiklerin altından çeneyi destekler.
- Eğer yaralı yerde yatıyor ise sırt üstü pozisyonda yatan yaralının baş tarafına ilk yardımcı diz çöker. Her iki elin başparmaklarıyla elmacık kemiklerin altından başı sabitler. Her iki elin küçük parmakları başın arkasına yerleştirir. Diğer parmaklarını açılarak başın yanına yerleştirilir ve sıkıca başı kavrar.
- Diğer ilk yardım gönüllüsü boyunluğu uygun şekilde tutar. Boyunluğun ilk önce çene kısmı yerleştirilir.
- Başı sabit tutan ilk yardım gönüllüsü pozisyonu bozmadan yaralıyı boyunluğun üzerinden desteklemeye başlar.
- Boyunluğun bantlı kısmı boynun arkasından dolaştırılarak diğer ucu ile birleştirilir.
Ortamda tek kişi var ise;
- Kişi baskın olarak kullanmadığı eliyle başı ve boynu arkadan destekler.
- Baskın eliyle ilk önce boyunluğun çene parçasını yerleştirir.
- Öndeki eliyle boyunluğu ve boynun önünü desteklerken arka parçayı yerleştirir ve bantlarla sabitler.
Resim:19- Boyunluk çenenin oturduğu çene kısmından ve cırt bant içeren bantlı bölümden oluşur. Önce çene kısmı yaralının boynuna oturtulur, sonrasında bantlı kısım birleştirilir.
EPİLEPSİ
Epilepsi Nedir ?
Beyindeki elektriksel aktivitelerin değişimine bağlı olarak gelişen titreme, bilinç ve kontrol kaybı ile sonuçlanan durumdur. Bilinç kaybı ve nöbetlerle karakterizedir. Diğer adıyla sara hastalığı olarak da bilinir.
Epilepsinin Nedenleri
· Kalıtsal nedenler
· Doğumda veya doğumdan sonra geçirilen kafa travmaları
· Zehirlenmeler
· Metabolizma bozukluğu
· Beyinde apse, tümör
· Kan damarlarında tıkanma
· Küçük yaşlarda yüksek ateş
· Menenjit (Beyin zarı iltihabı)
Epilepsi Krizi Nasıl Gerçekleşir ?
- Hastada sonradan oluşan ve ön haberci denilen normalde olmayan kokuları alma, kas kasılmaları gibi ön belirtiler oluşur.
- Yoğun ve genel kas kasılmaları görülebilir.
- 10–20 saniye kadar nefesi kesilebilir.
- Hasta dilini ısırabilir, başını yere çarpıp yaralayabilir, aşırı kontrolsüz hareketler gözlenir.
- Son aşamada hasta uyanır, şaşkındır, nerede olduğundan habersiz, uykulu hali vardır.
Bazı kişilerde, sara krizi aşağıdaki hafif belirtilerle görülebilir;
- İstemsiz mimik ve hareketler, dudak ısırma gibi hareketler
- Anlamsız konuşma ve tekrarlayan hareketler
- Dikkati dağıtacak derecede bellek yitimi
Resim20 & 21: Epilepsi nöbeti geçiren kişi aşırı titreme, bilinç kaybı, ağızdan su gelme gibi belirtileri yaşar. İlk yardım gönüllüsü öncelikle sakin olmalı, ağzından gelen suyu aspire etmemesi ve hava yolu açıklığını sağlayabilmesi için nöbet geçiren kişiyi yan çevirmelidir. Başının altı bir havlu veya yastık ile desteklenebilir.
Epilepside İlk Yardım
• Sakin olun ve çevredekilerin telaşlanmasını önleyin.
• Nöbet geçiren kişiye zarar verebilecek keskin, sert, sıcak objeleri uzaklaştırın.
• Kişinin başını ve vücudunu yaralanmalardan koruyun.
• Kişinin kravat, gömlek gibi nefes almasını zorlaştıracak kıyafetleri varsa gevşetin.
• Kişinin takma dişi varsa çıkarmaya çalışmayın.
• Kişinin ağzının içine herhangi bir şey yerleştirmeyin, ağzını açmaya çalışmayın.
• Nöbet sırasında hava yolu açıklığını sağlamak için kişinin ağzından gelen salyanın akmasını engellemeyin. Başını zorlamadan yana çevirin.
• Kişinin hareketlerini engellemeyin, sınırlamayın. Bireyi zorla tutmak gibi davranışlar daha çok zarar verebilir.
• Eğer nöbet 5 dakikadan daha uzun sürer ya da kişi düzelmeksizin nöbet tekrarlarsa hemen 112 Acil’i arayın.
• Kişiyle sakin bir şekilde konuşun. Nöbet sonrası kişinin rahatlığının sağlanması, endişelerinin giderilmesi yeniden oryantasyonun sağlanmasına yardım eder.
• Nöbetin ne kadar sürdüğünü kontrol edin.
Suda Nöbet Geçirme
Eğer kişi su içinde nöbet geçiriyorsa,
• Kişinin başı ve yüzü su üstünde kalacak şekilde başı düz tutularak desteklenmeli ve hızlı bir şekilde sudan çıkarılmalı.
• Kişinin hava yolu açıklığı kontrol edilmelidir.
• 112 Acil çağrılmalı.
• Kişi akciğer sorunları yaşayabilir, bu nedenle tıbbi kontrole yönlendirilmelidir.
112 Acil Çağırmayı Gerektiren Durumlar:
• Nöbetin beş dakikadan uzun sürmesi ya da tekrarlaması
• Nöbet sonrasında bireyde göğüs ağrısı ya da solunumla ilgili sorunun olması
• İkinci bir nöbetin gelişmesi ya da nefes almada zorluk, bireyin düzelmesinde yavaşlama
• Nöbet sırasında başını çarpma
• Hamilelik, yüksek ateş gibi diğer tıbbi yardım gerektirici durumlar
• Nöbet sonrası bir saatten daha fazla süren zihin bulanıklığı
HAYVAN DOSTLARIMIZIN ISIRMASI
Kedi – Köpek Isırmaları
Kedi – Köpek Isırmalarında İlk Yardım Nasıl Olmalıdır?
- Yaşamsal bulgular değerlendirilir.
- Hafif yaralanmada soğuk su ve sabunla 5 dakika yaralanan bölge yıkanır.
- Yaranın üstü temiz bir bezle kapatılır.
- Ağır yaralanmalarda temiz bezle baskı uygulanarak kanama kontrolü yapılır.
- 112 Acil aranarak tıbbi yardım istenmelidir.
- Kuduz ve Tetanos konusunda uyarılır.
Arı Sokması
Arı Sokmalarının Belirtileri Nelerdir?
Acı, şişme, yangı gibi bölgesel belirtiler gelişir. Özellikle soluk borusuna yakın soktuysa ya da alerjik durum varsa tehlikeli olabilir.
Arı Sokmalarında İlk Yardım Nasıl Olmalıdır?
- Yaralı bölge yıkanır.
- İğne deri üstünde hissediliyorsa cımbızla çıkarmak için yardım istenebilir.
- Soğuk uygulama yapılır.
- Eğer ağızdan sokmuşsa ve solunumu güçleştiriyorsa buz emmesi sağlanır.
- Tıbbi yardım istenir (112 ACİL).
Akrep Sokması
Akrep Sokmalarının Belirtileri Nelerdir?
- Ağrı,
- Ödem,
- İltihaplanma,
- Kas krampları, titreme ve karıncalanma,
- Huzursuzluk, havale gözlenebilir.
Akrep Sokmalarında İlk Yardım Nasıl Olmalıdır?
- Bölge hareket ettirilmez,
- Yatar pozisyonda tutulur,
- Yaraya soğuk uygulama yapılır,
- Kan dolaşımını engellemeyecek şekilde bandaj uygulanır,
- Yara üzerine hiçbir girişim yapılmaz.
- Tıbbi yardım istenir (112 ACİL).
Yılan Sokması
Yılan Sokmalarının Belirtileri Nelerdir?
- Bölgede iltihaplanma (1–2 hafta sürer),
- Kusma, karın arısı, ishal gibi sindirim sistemi bozuklukları,
- Aşırı susuzluk,
- Şok, kanama,
- Psikolojik bozukluklar,
- Kalpte ritim bozukluğu, baş ağrısı ve solunum düzensizliği.
Yılan Sokmalarında İlk Yardım Nasıl Olmalıdır?
- Hasta sakinleştirilip dinlenmesi sağlanır,
- Yara su ile yıkanır,
- Yüzük, bilezik gibi eşyalar çıkarılır,
- Yara baş ve boyunda ise yara çevresine baskı uygulanır,
- Kol ve bacaklarda ise yara üstünden dolaşımı engellemeyecek şekilde bandaj uygulanır (Turnike uygulanmaz),
- Soğuk uygulama yapılır,
- Yara üzerine herhangi bir girişimde bulunulmaz (Yara emilmez, zehir dışarı akıtılmaya çalışılmaz),
- Tıbbi yardım istenir (112 ACİL).
Deniz Canlıları Sokması
Deniz Canlıları Sokmasında Belirtiler Nelerdir?
- Şişme,
- İltihaplanma,
- Sıkıntı hissi,
- Huzursuzluk,
- Ateş,
- Baş ağrısı.
Deniz Canlıları Sokmasında İlk Yardım Nasıl Olmalıdır?
- Yaralı bölge hareket ettirilmez,
- Batan diken hissediliyorsa çıkartmak için yardım istenir,
- Etkilenen bölge ovulmamalıdır,
- Sıcak uygulama yapılmalıdır,
- Tıbbi yardım istenir (112 ACİL).
KALP KRİZİ
Giriş ve Önemi
Türkiye’de yaklaşık 3 milyon koroner kalp hastası bulunmaktadır. Yılda 200 bin yurttaşımızın koroner kalp hastalığından öldüğünü tahmin etmekteyiz.
Kalp krizinde, damar sertliği sonucunda kalbi besleyen koroner damarlar tamamen tıkanır. Böylece kalp kasının oksijen ve besin desteği kesilir.
Kalp krizi, tüm dünyada ve ülkemizde en başta gelen ölüm sebeplerinden biridir. Bu ölümlerin %60’ı ilk bir saat içerisinde olmakta ve bunların da yarısı hastaneye ulaşamadan gerçekleşmektedir.
Riskler
Damar sertliği gelişmesiyle beraber ilerleyen yaşlarda kalp krizi görülme sıklığı artmaktadır. Özellikle 40-70 yaşları arasında görülme sıklığı en fazladır. Buna rağmen günümüzde çok genç yaşlarda da kalp krizi görülebilmektedir.
Kalp krizi geçiren hastaların yaşam tarzları ve tıbbi geçmişlerine dikkat edilecek olursa bazı özelliklerin ön plana çıktığı görülür. Bunların başında kan kolesterol düzeyinin yüksek olması gelir. Özellikle kan kolesterol düzeyi 200 mg/dl’nin üzerinde olan hastalar, kolesterol düzeyi 200 mg/dl’nin altında olanlara göre beş kat daha fazla kalp krizi geçirme riski taşırlar.
Sigara, damar sertliği ve kalp krizi görülme sıklığını arttıran en önemli risk faktörlerinden biridir.
Öte yandan, şeker hastalığı olanlarda olmayanlara göre kalp krizi geçirme sıklığı iki kat daha fazladır.
Kan basıncı yüksekliği de, kalp krizi riskini artıran önemli olaylardan biridir. Düzenli kan basıncı ölçümleri yaptırılmalı ve kontrol altında tutulmalıdır.
Şişmanlık, sıklıkla yüksek kolesterol düzeyi, şeker hastalığı ve yüksek tansiyonla beraberdir. Özellikle 50 yaş altında şişmanlık damar sertliği gelişmesini hızlandırmaktadır. Vücut ağırlığı normalin % 20’sinden fazla ise kalp krizi riski artmaktadır.
Bazı kişilerde herhangi bir risk faktörü bulunmaksızın kalp krizi görülebileceğini de unutulmamalıyız.
Belirtiler
Kalp krizinin en korkulan ve bilinmesi gereken belirtisi ani ölümdür.
Ani ölüm meydana gelmeyen hastaların büyük çoğunluğunda göğüs ağrısı gelişir. Koroner damarların kısmen tıkalı olduğu hallerde, genelde egzersiz ve ağır stres gibi kalbin oksijen ihtiyacının arttığı durumlarda gelişen, daha kısa süreli ve şiddeti daha az olan; anjina adını verdiğimiz ağrılar olur. Fakat kalp krizinde ağrının daha farklı özellikleri vardır. Klasik olarak kalp krizinde; 30 dakikadan uzun süreli, göğüs kemiği arkasında hissedilen, sıkıştırıcı, baskı, ağırlık veya yanma hissi olarak ifade edilen, egzersizle ilişkisi olmayan, çeneye, sol kola, her iki kola, mide üzerine yayılabilen ağrılar meydana gelir. Her zaman çok şiddetli ağrılar olmayabilir, hatta yaşlı veya şeker hastalığı olan hastalarda ağrısız kalp krizleri saptanabilir.
Kalp krizi geçiren hastalarda görülen bir diğer yakınma da nefes darlığıdır.
Halsizlik, bulantı, kusma ve terleme görülebilir.
Bu belirtilerin herhangi biri veya birkaçı olabileceği gibi, belirgin bir yakınma olmadan da kalp krizi gelişebilir.
Kalp Krizinde İlk Yardım
Kalp krizi geçirmekte olduğundan şüphelenilen şuuru açık hastaya verilecek ilk yardımda ilk adım, hastanın sakinleştirilmesi olmalıdır. Soğuk kanlı bir şekilde, yumuşak bir tonda hastayla konuşulmalıdır. Hastaya güven telkin edilmelidir. 112 ACİL’in erken aranması çok önemlidir. Bu nedenle risk faktörlerinin bilinmesi ve kalp krizinin habercisi olan yakınmaların ve bulguların bilinmesi gerekir.
Resim:22- Kalp krizi geçiren bir kişi refleks olarak elini göğsüne götürür. Göğsünde yoğun bir ağrı ve basınç hisseder. Bıçak saplanıyormuş gibi, üzerinde tonlarca yük varmış gibi bir hissiyata kapılır. İlk yardımcı hastanın yaşamsal fonksiyonlarını değerlendirdikten sonra rahatlamasına yardımcı olmalıdır. Nefes almasını kolaylaştırmak için gömlek, kravat gibi boğazı sıkan giysileri gevşetmelidir. 112 ACİL’i arayarak tıbbi yardım istenmelidir. İlk yardımda ilaç uygulaması olmamasına karşın tek istisna olan kalp krizinde 80-100 mg’lık düşük doz bebek aspirini verilebilir.
ORGAN KOPMASI
Organ Kopması Nedir ?
Organ kopması olarak bildiğimiz ampütasyon, vücutta çıkıntı oluşturan kulak, parmak, kol, bacak, el, ayak gibi organların herhangi bir nedenle bulunduğu yerden ayrılmasına denir. Organ kopması sıklıkla trafik ve iş kazalarında meydana gelmekle birlikte dikkatsizlik, alkol alımı sonrası bilinçsizlik, psikolojik sorunlar ve dalgınlık sonucu da meydana gelebilir.
Peki organ kopması ile karşı karşıya kalındığında ne yapılmalıdır?
Unutulmamalıdır ki kopan organ parçası uygun koşullarda saklanıldığı sürece 24 saat içerisinde hekimler tarafından yerine dikilebilir. Kısa sürede ve uygun saklama koşullarında muhafaza edilen organ, dikim sonrası işlevselliğini sürdürebilmektedir.
Organ Kopmasında İlk Yardım
- İlk yardım uygulanması gereken her olayda olduğu gibi organ kopmasında da öncelikle sakin olmalıyız.
- Durum bizim başımıza gelebileceği gibi bir yakınımızın başına da gelebilir.
- Kazazedenin ve ilk yardımcının çevre güvenliği sağlamalıyız. Örneğin arabaların yoğun olduğu bir caddede başımıza böyle bir olay geldiyse öncelikle sakince güvenli bir alana geçmeliyiz.
- 112 ACİL’i aramalı ve aratmalıyız.
- Kanayan bölgeye bez, tişört, havlu gibi bir malzemeyle bası yapmalıyız. Bası yaptığımız ilk bezi, kanamada tampon görevi gördüğü için kan akışı durana kadar kaldırmamalıyız. İkinci bir bez ile üzerinden bası yapmaya devam etmeliyiz.
- Bası yapacağımız malzemenin kâğıt mendil, pamuk gibi ufalanıp liflere ayrılan bir malzeme olmamasına dikkat edilmelidir.
- Kanama bölgesine hiçbir ilaç sürülmemelidir. Tentürdiyot, dezenfektan, kolonya, merhem, krem gibi ürünler kesinlikle kullanılmamalıdır.
- Kopan organ parçası kesinlikle yıkanmamalıdır veya dondurulmamalıdır. Aynı şekilde kopan organ için de dezenfektan, sabun, herhangi bir ilaç, sıvı kullanılmamalıdır.
Kopan Organ Parçası Nasıl Muhafaza Edilmelidir?
Resim:23- Kopan organ parçası nemli bir beze sarılmalı, nemli ve soğuk tutulmalıdır. Sarılacak bezin ıslatılıp suyu iyice sıkılmış olmalıdır.
Resim:24- Nemli bezle sarılan kopan organ parçası içi boş, deliksiz, plastik bir torba içerisine konulmalıdır. Konulan torbanın ağzı su geçirmeyecek şekilde sıkıca bağlanmalıdır. Şekil.23’te nemli bezle sarılan organ parçasının Şekil.24’te boş bir torba içerisine konulması tasvir edilmiştir.
Resim:25- Ağzı kapatılan içerisinde kopan organın bulunduğu torba, içerisinde buzlu su olan ikinci bir torbanın içerisine konulmalıdır. Dikkat edilmesi gereken nokta şudur ki kopan organ parçası buz ve su ile direkt temasta bulunmamalıdır. Şekilde iki tane torba tasvir edilmektedir. Sol tarafta içerisinde kopan organ olan torbanın ağzının su almayacak derecede sıkıca bağlanmış hali gösterilirken sağ taraftaki torbada içinde su ve buz olan ikinci farklı bir torba yer almaktadır.
Şekil:26- Kopan organ parçasını içeren torba, su ve buz dolu başka bir torba içerisine konulmalıdır. Buzlu suyu torba içinde olabileceği gibi geniş kap, kova, tencere içerisinde de yer alabilir. Şekilde buzlu su içeren bir torbanın içerisinde önceki şekillerde hazırlanmış olan ve içinde nemli beze sarılmış kopan organ parçasının olduğu ağzı bağlı torba tasvir edilmektedir.
BOĞULMA
Vücuttaki dokulara yeterli miktarda oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma meydana gelmesidir.
Boğulma Nedenleri
- Bayılma ve bilinç kaybı sonrası dilin geriye kaçması,
- Nefes borusuna sıvı dolması,
- Nefes borusuna yabancı cisim kaçması,
- Akciğerlerin zedelenmesi,
- Gazla zehirlenme,
- Suda boğulma.
Boğulmalarda Genel Belirtiler
- Nefes almada güçlük
- Gürültülü, hızlı ve derin solunum
- Genel sıkıntı hali
- Bayılma
Boğulmalarda İlk Yardım
- Boğulma nedeni ortadan kaldırılır.
- Bilinç kontrolü yapılır,
- Hastanın yaşamsal bulguları değerlendirilir.
- Temel yaşam desteği sağlanır.
- Derhal tıbbi yardım desteği istenir (112 ACİL).
- Yaşam bulguları izlenir.
SUDA BOĞULMA
Boğulma sırasında nefes borusu girişinin kasılmasına bağlı olarak su akciğerlere girer.
Suda boğulmalarda özellikle soğuk havalarda 20- 30 dk geçse bile yapay solunum ve kalp masajına başlanmalıdır.
Şekil:27- Suda boğulma geçiren bir kişide öncelikle solunum kontrol edilmelidir. Baş geri çene yukarı pozisyonu verilerek solunum yolu açılmalıdır. Solunumun olmadığı durumda hayat kurtarıcı suni solunum verilerek kalp masajına hemen başlanmalıdır.
Suda Boğulma Nedenleri
- Yüzme bilmeme
- Riskli davranışlarda bulunma
- Alkol veya madde ilaç kullanımı
- Uyarıları dikkate almama
- Akıntılar
- Korku ve panik
- Yetersiz ebeveyn denetimi
- Dibe saplanma
- Travma
- İnme
- Kramp
- Kalp krizi
- Epilepsi
- Astım
Suda Boğulmalarda İlk Yardım
- Eğer boğulan kişi kara, iskele vb. yere yakın ise uzun bir metaryal, can simidi, ip gibi malzemeler uzatılmalıdır.
- Bu sırada kişinin sırtüstü pozisyon alması sağlanır.
- İlk yardım gönüllüsü çok iyi derecede yüzme bilmiyorsa ise boğulanı yüzerek çıkarmak sakıncalı olacaktır.
- Kişinin sudan çıkarılabilmesi için varsa can kurtaran çağırılır.
- Kişi sudan çıkarıldıktan sonra solunum, nabız ve omurga hasarı kontrolü yapılır ve sırtüstü yatırılır.
- Solunumu engelleyecek kravat, kemer gibi materyaller varsa kişinin üzerinden çıkartılmalıdır.
- 112 Acil aranarak tıbbi yardım istenir.
- Kişinin solunum durumu ve yaşam fonksiyonları değerlendirilir.
- Kişinin kalp atışı yoksa kalp masajına başlanmalıdır.
- Kişinin kalp atışları ve solunumu normale döndüğü zaman iki el ile karın altından tutulur ve yukarı kaldırılır. Midedeki ve hava yolundaki suların boşaltımı sağlanır.
- Kişinin üstündeki ıslak giysiler çıkarılır, hipotermiden korunur.
Resim:28- Suda boğulmakta olan bir kişiyi kurtarmak için çevrede bulunan uzun bir ip, halat, tahta parçası gibi malzemeleri sudaki kişiye uzatmak gerekir. Çok iyi yüzme bilinse dahi panikle boğulan kişi kurtarıcıyı da batırabilir. Dolayısıyla bir can simidi, tahta veya halat ile kurtarılmaya çalışılmalıdır. Eğer kişi kıyıya uzak ise bir sandal, gemi veya tekne gibi ulaşım aracı ile yanına gidilerek kurtarılmalıdır.
SICAK ÇARPMASI
Sıcak çarpmasının başlıca nedeni aşırı sıcağa maruz kalmaktır. Vücut ısısını terleme ve cilde yakın damarlardaki kanı soğutarak dengeler. Aşırı sıcağa maruz kalma sonucu vücut terleme ile tepki verir ve bu da ciltte soğutucu etki yapar. Aşırı ısınmaya karşı kendini soğutamayan vücut bir süre sonra yüksek ısıya maruz kalarak ciddi semptomlar sergileyebilir.
Sıcak Çarpmasının Nedenleri
- Direkt güneşe çıkmak
- Fırın, makine dairesi, kazan dairesi gibi kapalı ve sıcak alanlarda çalışmak
- Asker ya da atletler gibi açık havada efor sarf etmek
- Hamam ya da sauna gibi yüksek sıcaklığa sahip kapalı ortamlarda bulunmak
- Tüm gün güneş altında bırakılmış arabada kalmak
- Yeterli sıvı tüketmemek
Sıcak Çarpmasının Belirtileri
- Aşırı yorgunluk
- Baş ağrısı
- Bulantı
- Kusma
- Baş dönmesi
- Mide spazmları
- Aşırı terleme
- Kas krampları
- Bilinç kaybı
- Kuru cilt
- Nabız yavaşlaması
- Bayılma
- Vücut sıcaklığının artması
Sıcak Çarpmasında İlk Yardım
Sıcak çarpmasında yapılacak olan ilk müdahale, kalp ve beyin gibi hayati organların hasar görmemesi için vücut ısısını düşürmektedir.
- Kişi serin ve açık bir alana götürülmelidir
- Kişinin üzerindeki kıyafetleri çıkarılmalıdır.
- Kişi yere yatırılarak ayakları ve kolları havaya kaldırılmalıdır.
- Kişinin vücudundaki elektrolit dengesinin sağlanması için bol sıvı tüketmesi ve dinlenmesi gereklidir.
- Kişi sıcak çarpmasına bağlı bilinç kaybı yaşıyorsa ya da nabız alınamayacak kadar yavaş atıyorsa 112 ACİL aranmalı ya da kişi en yakın sağlık kurumuna götürülmelidir.
Sıcak çarpmasına müdahale edilmemesi durumunda, kişinin vücut ısısı artmaya devam eder. Vücut ısısının artması ise otomatik olarak doku hasarına ve bir süre sonra ölüme neden olur. Sıcak çarpmasında yapılabilecek en hızlı müdahale yöntemlerinden biri de ıslak çarşafla vücudu sarmak ya da kişiyi musluk suyu ile ıslatmaktır.
Resim29:- Sıcak çarpması yaşayan bir kişinin vücut sıcaklığı artmıştır ve baygınlık hissetmektedir. Aşırı yorgunluk, baş ağrısı gibi belirtiler gözlenir. Böyle bir durumda kişi serin bir alana götürülerek üzerindeki kıyafetler çıkarılmalıdır. Bol sıvı tüketilmesine dikkat edilmelidir.
Sıcak Çarpmasında Risk Grupları Nelerdir?
Sıcak çarpması her insan için hayati tehdit oluşturabilir. Fakat bazı kişiler diğerlerine göre daha fazla etkilenir.
- Çocuklar
- Yaşlılar
- Hamileler
- Kanser hastaları
- Aşırı kilolular ( obezler )
- Böbrek hastaları
- Tansiyon hastaları
- Diyabet hastaları
- Kronik kalp hastaları
- Gün içerisinde az sıvı tüketenler diğer insanlara göre daha fazla risk altındadır.
Sıcak Çarpmasından Korunmak İçin Neler Yapılmalı?
- Sıcak çarpmasından korunmak için güneşin dünyaya dik vurduğu saatlerde dışarı çıkılmamalıdır.
- Koyu renkli ve kalın giysiler yerine hafif ve açık renkli giysiler tercih edilmelidir.
- Sindirim açısından kolay yiyecekler tercih edilmeli, yağlı ve ağır yiyeceklerden uzak durulmalı.
- Şapka, güneş gözlüğü ya da güneş gözlüğü gibi koruyucu materyaller kullanılmalı.
- Güneş koruyucu kremler kullanılmalı.
- Gün içinde en az 2 – 3 litre arası sıvı tüketilmeli.
- Vücut sıcaklığının düşürülmesi için gün içinde duş alınabilir.
- Özellikle çok sıcak havalarda uzun ve ağır egzersiz türlerinden kaçınılmalıdır.
YANIK
Herhangi bir ısıya maruz kalma sonucu oluşan doku bozulmasıdır. Yanık, genellikle sıcak su veya buhar teması sonucu meydana geldiği gibi, sıcak katı maddelerle temas, asit / alkali gibi kimyasal maddelerle temas, elektrik akımı etkisi ya da radyasyon nedeni ile de oluşabilir.
Yanık Çeşitleri
1- Fiziksel yanıklar:
- Isı ile oluşan yanıklar
- Elektrik nedeni ile oluşan yanıklar
- Işın ile oluşan yanıklar
- Sürtünme ile oluşan yanıklar
- Donma sonucu oluşan yanıklar
2- Kimyasal yanıklar:
- Asit / alkali madde ile oluşan yanıklar
Yanığın Ciddiyetini Belirleyen Faktörler
- Derinlik
- Yaygınlık
- Yanığın bölgesi
- Enfeksiyon riski
- Yaş
- Solunum yoluyla görülen zarar
- Önceden var olan hastalıklar
Yanıkların Derecelendirilmesi
- Derece yanık: Deride ağrı, yanık bölgede ödem vardır. Yaklaşık 48 saatte genellikle kendiliğinden iyileşir. Güneş yanıkları örnek verilebilir.
- Derece yanık: Deride içi su dolu kabarcıklar (bül) vardır. Ağrılıdır. Derinin kendini yenilemesi gerekmektedir ve bazen tıbbi müdahaleler gerekebilmektedir.
- Derece yanık: Derinin tüm tabakaları etkilenmiştir. Özellikle de kaslar, sinirler ve damarlar üzerinde etkisi görülür. Beyaz ve kara yaradan siyah renge kadar aşamaları vardır. Sinirler zarar gördüğü için ağrı yoktur.
Resim:30 & 31 & 32 – Birinci derece yanıklar görece daha hafif yanıklardır. Derinin en üst katmanında meydana gelen bir yanık olup kendiliğinden iyileşen yanıklardır. İkinci derece yanıklarda içi su dolu büller gözlenir. Biraz daha ağrılı olup gerektiğinde tıbbi müdahale gerekir. Üçüncü derece yanıklar en ciddi yanıklardır. Derinin tüm tabakalarında hasar meydana gelmiş olup diğer yanıkların tersine sinirler de zarar gördüğü için ağrı hissedilmez. Tıbbi destek gereklidir.
Yanıkların Vücutta Olumsuz Etkileri
- Yanık, derinliği, yaygınlığı ve oluştuğu bölgeye bağlı olarak organ ve sistemlerde işleyiş bozukluğuna yol açar.
- Ağrı ve sıvı kaybına bağlı olarak şok meydana gelir.
- Hasta/yaralının vücudunda enfeksiyona açık kapı oluşur.
Isı ile Oluşan Yanıklarda İlk Yardım
- Kişi yanmaya devam ediyorsa yüksek sesli komutla durması söylenir.
- Hasta/yaralının üzeri battaniye, örtü, ceket vb ile kapatılması ve kazazedenin yuvarlanması için yüksek sesle komut verilir ve hastanın oksijenle teması azaltılır. Aktif yanma sonlandırılmaya çalışılır.
- Yaşam belirtileri değerlendirilir.
- Solunum yolunun etkilenip etkilenmediği kontrol edilir.
- Yanık bölge en az 20 dakika soğuk su altında tutulur.
- Ödem oluşabileceği düşünülerek yüzük, bilezik, saat gibi eşyalar çıkarılır veya hastanın bilinci yerindeyse çıkarılması konusunda uyarılır.
- Yanmış alandaki deriler kaldırılmadan giysiler çıkarılması söylenir.
- Su toplamış yerler patlatılmaz ve kazazede bu konuda uyarılır.
- Yanık üzerine hiçbir madde de sürülmemelidir. (Krem, yumurta, diş macunu gibi maddeler yaraya temas ettirilmemelidir.)
- Yanık üzeri temiz ve mümkünse ıslak bir bezle kapatılır.
- Hasta/yaralı üşümesi varsa battaniye ile örtülür.
- Yanık bölgeler sıkı bandaj uygulamaları yapılmaz.
- Tıbbi yardım istenir (112 ACİL) .
Resim:33- Yangında kişinin kendisi yanıyorsa, üzerindeki bir kıyafeti tutuşmaya başladıysa hemen yere yatarak kendi etrafında yuvarlanarak ilerlemelidir. Panikle koşmaya çalışmadan yerde yuvarlanarak alev söndürülmelidir.
Kimyasal Yanıklarda İlk Yardım
- Deriyle temas eden kimyasal maddenin en kısa sürede deriyle teması kesilir.
- Bölge bol tazyiksiz suyla, en az 15–20 dakika yumuşak bir şekilde yıkanır.
- Kimyasal maddeyle temas etmiş giysiler çıkarılır.
- Hasta / yaralı örtülür.
- Tıbbi yardım istenir (112 ACİL)
Elektrik Yanıklarında İlk Yardım
- Soğukkanlı ve sakin olunmalıdır.
- Yaralıya dokunmadan önce elektrik akımı kesilmesi sağlanır.
- Elektrik akımı kesme imkânı yoksa tahta çubuk ya da ip gibi bir cisimle elektrik teması kesilebilir (Bu durumda ilk yardımcı kendini asla tehlikeye atmamalıdır).
- Yaralının yaşam bulguları değerlendirilir.
- Yaralıya kesinlikle su ile müdahale edilmemelidir.
- Yaralının travması olabileceği düşünülerek hareket ettirilmemelidir.
- Hasar gören bölgenin üzeri temiz bir bezle örtülür.
- Tıbbi yardım istenir (112 ACİL).
DONMA
Aşırı soğuk nedeni ile soğuğa maruz kalan bölgeye yeterince kan gitmemesi ve dokularda kanın pıhtılaşması sonucu dokularda hasar oluşmasıdır.
Donmanın Derecelendirilmesi
Birinci derece: En hafif şeklidir. Erken müdahale edilirse hızla iyileşir.
- Deride soğukluk hissi vardır.
- Uyuşukluk ve halsizlik görülür.
- Daha sonra iğnelenme hissi oluşur.
İkinci derece: Soğuğun sürekli olması ile belirtiler belirginleşir
- Zarar gören bölgede gerginlik hissi olur.
- Ödem, şişkinlik, ağrı ve içi su dolu kabarcıklar (bül) meydana gelir.
- Su toplanması iyileşirken kabuk oluşur.
Üçüncü derece: Dokuların geriye dönülmez biçimde hasara uğramasıdır.
Donmalarda İlk Yardım
- Yaralı ılık bir ortama alınarak soğukla teması kesilir.
- Sakinleştirilir ve hareket ettirilmez.
- Islak veya katılaşmış kıyafetler çıkarılır ve kuru giysiler giydirilir.
- Bilinç açıksa sıcak içecekler verilir.
- Su toplamış bölgeler patlatılmaz, bu bölgelerin üstü temiz bir bez ile örtülür.
- Donuk bölge ovulmaz, kendi kendine ısınması sağlanır.
- El ve ayaklar doğal pozisyonda tutulur, eller yumruk yapılmışsa ve ayaklar büzülmüş ise açılmaya çalışılmaz.
- Tıbbi yardım istenir (112 ACİL).
Elektrik Çarpmalarında Belirtiler
- Bilinç bulanıklığı veya kaybı
- Kaslarda şiddetli kasılma
- His kaybı veya uyuşma hissi
- İşitme gibi duyuların azalması veya kaybedilmesi
- Ciltte üçüncü dereceye varan ciddi yanıklar
- Kalp ritminde bozukluk veya kalbin durması
- Baş ağrısı, karın ağrısı, göğüs ağrısı
Eğer elektrik çarpmasına maruz kalan kişiyseniz;
- Mümkün ise elektrik kaynağı ile olan teması bırakın.
- 112 acil çağrı merkezinden yardım isteyin.
- İstirahat ederek bekleyin.
- Elektrik çarpmasına bağlı yanıklara temiz ve nemli bez uygulayın.
Eğer başka birine elektrik çarpmışsa;
- Etkilenen kişiyi güvenli bir bölgeye taşıyın veya taşınmasını sağlayın.
- Kişinin yaşam bulguları değerlendirilir.
- Herhangi bir yaşamsal belirti bulgu yoksa kalp masajına başlayın.
- Kişide bulantı, kusma, halsizlik gibi şok bulguları söz konusu ise bacaklarını kalp seviyesinden 30 cm yukarı kaldırın ve bekleyin.
- Açık yaralanma söz konusu ise temiz nemli bezle bölgeyi kapatın.
- 112 ACİL’i arayın.
BİLİNÇ BOZUKLUĞU VE BİLİNÇ KAYBI
Beynin normal faaliyetlerindeki bir aksama nedeni ile uyku haline bilinç bozukluğu, Hiçbir uyarıya cevap vermeme haline kadar giden bilincin tamamen kaybolması haline bilinç kaybı denir.
Bayılma
Kısa süreli, yüzeysel ve geçici bilinç kaybıdır. Beyne giden kan akışının azalması sonucu oluşur.
Koma
Yutkunma ve öksürük gibi reflekslerin ve dışarıdan gelen uyarılara karşı tepkinin azalması ya da yok olması ile ortaya çıkan uzun süreli bilinç kaybıdır.
Nedenleri
- Korku, aşırı heyecan, yorgunluk
- Sıcak, kapalı ortam, kirli hava
- Aniden ayağa kalkma
- Kan şekerinin düşmesi
- Şiddetli enfeksiyonlar
- Düşme veya şiddetli darbe
- Özellikle kafa travmaları
- Zehirlenmeler
- Aşırı alkol, uyuşturucu kullanımı
- Şeker hastalığı
- Karaciğer hastalıkları
- Havale gibi ateşli hastalıklar
Bilinç Bozukluğunda İlk Yardım
- Sırt üstü yatırın ayakları 30 cm kaldırın, ayakların altını destekleyin.
- Solunum yolu açıklığı kontrol edin ve açıklığın korunması sağlayın.
- Sıkan giysileri gevşetin.
- Kusma varsa yan pozisyonda tutun.
- Yaşamsal belirti bulguları sık sık kontrol edin.
- Etraftaki meraklı vatandaşlara gerekli hallerde görev verin.
Bilinç Kapalıysa
- Yaralının yaşamsal bulguları değerlendirin.
- Yaralıya koma pozisyonu verin.
- 112 ACİL’i arayıp yardım isteyin.
- Yardım gelinceye kadar yanında bekleyin yaşamsal belirtileri takip edin.
KOMA POZİSYONU (İYİLEŞTİRME POZİSYONU)
- Sesli veya omzundan hafif sarsarak, uyarı verilerek bilinç kontrol edilir.
- Sıkan giysiler gevşetilir.
- Ağız içinde yabancı cisim olup olmadığı kontrol edilir.
- Dinle, hisset yöntemi ile solunum kontrol edilir.
- Yaralının döndürüleceği tarafa diz çökülür.
- Yaralının karşı tarafta kalan kolu karşı omzunun üzerine konur.
- Karşı taraftaki bacağı dik açı yapacak şekilde kıvrılır.
- İlk yardımcıya yakın kolu baş hizasında omuzdan yukarı uzatılır.
- Karşı taraf omuz ve kalçasından tutularak bir hamlede çevrilir.
- Üstteki bacak kalça ve dizden bükülerek öne doğru destek yapılır.
- Alttaki bacak hafif dizden bükülerek arkaya destek yapılır.
- Başı uzatılan kolun üzerine yan pozisyonda hafif öne eğik konur.
- Tıbbi yardım (112 ACİL) gelinceye kadar bu pozisyonda tutulur.
- 3–5 dakika aralıklarla yaşamsal belirti bulgular kontrol edilir.
Resim:34- İlk yardımcı, yaralının başından başlayarak aşağı doğru vücudunu kıpırdatmadan kontrol eder. Kafa veya omurga kırığından şüpheleniliyorsa koma pozisyonu uygulanmaz. Koma pozisyonunu uygulamak için hastanın sırtüstü yatması gerekmektedir. İlk yardımcı yaralının yan yatırılacağı tarafa geçer. (Genellikle sağ tarafa çevrilir.) Yaralının ilk yardımcıya yakın olan kolunu 90 derece olacak şekilde hastanın çevrileceği yöne doğru dışarıya açılır. İlk yardımcıya uzak olan kol eklem yerlerinden tutularak avuç içi diğer kolun omzuna gelecek şekilde yerleştirilir. İlk yardımcı tarafından kol omuzdan tutulmaya devam edilir. İlk yardımcı diğer eli ile hastanın kendisine uzak olan bacağını dizden bükerek 45 derecelik bir açıyla ayak tabanı yere değecek şekilde tutar. İlk yardımcının hastanın bacağının kaldırıldığı eli kalça kemiğine getirilir. Omzunda tutulan eli ile omzundan destek alınarak ve kalça kemiğinden tutularak hasta ilk yardımcının kendisine doğru çevrilerek yan yatırılır.
KAYNAKLAR
1-2020 International Consensus on First Aid Science With Treatment Recommendations. Singletary EM, Zideman DA, Bendall JC, Berry DC, Borra V, Carlson JN, Cassan P, Chang WT, Charlton NP, Djärv T, Douma MJ, Epstein JL, Hood NA, Markenson DS, Meyran D, Orkin AM, Sakamoto T, Swain JM, Woodin JA; First Aid Science Collaborators. Circulation. 2020 Oct 20;142(16_suppl_1):S284-S334
2- 2021 International Consensus on Cardiopulmonary Resuscitation and Emergency Cardiovascular Care Science With Treatment Recommendations: Summary From the Basic Life Support; Advanced Life Support; Neonatal Life Support; Education, Implementation, and Teams; First Aid Task Forces; and the COVID-19 Working Group. Wyckoff MH, Singletary EM, Soar J, Olasveengen TM, Greif R, Liley HG, Zideman D, Bhanji F, Andersen LW, Avis SR, Aziz K, Bendall JC, Berry DC, Borra V, Böttiger BW, Bradley R, Bray JE, Breckwoldt J, Carlson JN, Cassan P, Castrén M, Chang WT, Charlton NP, Cheng A, Chung SP, Considine J, Costa-Nobre DT, Couper K, Dainty KN, Davis PG, de Almeida MF, de Caen AR, de Paiva EF, Deakin CD, Djärv T, Douma MJ, Drennan IR, Duff JP, Eastwood KJ, El-Naggar W, Epstein JL, Escalante R, Fabres JG, Fawke J, Finn JC, Foglia EE, Folke F, Freeman K, Gilfoyle E, Goolsby CA, Grove A, Guinsburg R, Hatanaka T, Hazinski MF, Heriot GS, Hirsch KG, Holmberg MJ, Hosono S, Hsieh MJ, Hung KKC, Hsu CH, Ikeyama T, Isayama T, Kapadia VS, Kawakami MD, Kim HS, Kloeck DA, Kudenchuk PJ, Lagina AT, Lauridsen KG, Lavonas EJ, Lockey AS, Malta Hansen C, Markenson D, Matsuyama T, McKinlay CJD, Mehrabian A, Merchant RM, Meyran D, Morley PT, Morrison LJ, Nation KJ, Nemeth M, Neumar RW, Nicholson T, Niermeyer S, Nikolaou N, Nishiyama C, O’Neil BJ, Orkin AM, Osemeke O, Parr MJ, Patocka C, Pellegrino JL, Perkins GD, Perlman JM, Rabi Y, Reynolds JC, Ristagno G, Roehr CC, Sakamoto T, Sandroni C, Sawyer T, Schmölzer GM, Schnaubelt S, Semeraro F, Skrifvars MB, Smith CM, Smyth MA, Soll RF, Sugiura T, Taylor-Phillips S, Trevisanuto D, Vaillancourt C, Wang TL, Weiner GM, Welsford M, Wigginton J, Wyllie JP, Yeung J, Nolan JP, Berg KM; COVID-19 Working Group.Resuscitation. 2021 Dec;169:229-311. doi: 10.1016/j.resuscitation.2021.10.040. Epub 2021 Nov 11.PMID: 34933747
3-First Aid: 2015 International Consensus on First Aid Science With Treatment Recommendations. Singletary EM, Zideman DA, De Buck ED, Chang WT, Jensen JL, Swain JM, Woodin JA, Blanchard IE, Herrington RA, Pellegrino JL, Hood NA, Lojero-Wheatley LF, Markenson DS, Yang HJ; First Aid Chapter Collaborators. Circulation. 2015 Oct 20;132(16 Suppl 1):S269-311. doi: 10.11610
4-https://www.ilkyardim.org.tr/index.html
5-.https://www.ilkyardim.org.tr/yetiskinler-icin-ilk-yardim.html
6-https://www.ilkyardim.org.tr/dokumanlar/Saglik-Bakanligi-Ilk-Yardim.pdf
7-https://www.ilkyardim.org.tr/dokumanlar/Saglik-Bakanligi-Egitim-Becerileri-Kitabi.pdf
8-http://www.ulkumenrodoplu.com/kategori/saglik-kosesi/ilkyardim
9-http://www.ulkumenrodoplu.com/kalp-krizi
10-http://www.ulkumenrodoplu.com/depreme-hazirlik-evde-baslar
11- Resimli Herkes İçin İlkyardım El Kitabı 2. Baskı. Dr.Ülkümen Rodoplu; Yakın Kitabevi, 2011.